Kahramanmaraş'ın Kurtuluşunun 104. yıldönümünde Kahramanmaraşlı vatandaşlar Kurtuluşun ilk yıllarında savaşdan dolayı Davul Çalmayan ataları Abdal Halil Ağa'nın Mert ve Vatanseverliğini göstermek adına 6 Şubat depremlerinden ötürü davullarını çalmadı.
Abdal Halil Ağa olayı,
Maraş’ın Fransızlar tarafından işgal edileceği haberi şehirde yayılmaya başlayınca Ermeniler çok sevindiler. Ermenilerin ileri gelenleri Agop Hırlakyan’ın konağında toplandılar. Fransızlar işgal kuvvetlerini ve onlarla birlikte gelecek olan Ermeni lejyonerlerinin güzel bir törenler karşılamak için görüşlerini dile getirmeye başladılar. Agop Hırlakyan’ın konağında yapılan toplantının neticesinde birçok karar alındı. Buna göre; İşgal kuvvetlerinin geleceği güzergâhtaki evlerin Fransız ve Ermeni bayraklarıyla donatılmasına karar verildi. Yol boyunca Ermeniler sağlı sollu bir kortej oluşturacaklardı. Fransız askeri birliğinin komutanına Ermeni kızları çiçekler sunacaktı. Askerlerin geçeceği caddeyi çevreleyen binaların damların işgal kuvvetlerinin üzerine çiçekler atılacak hep bir ağızdan “Kahrolsun Türklerin padişahı, kahrolsun Türkler! Yaşasın Fransızlar, yaşasın Ermeniler!” sloganları atılacaktı.
Agop Hırlakyan, tüm bunların yanında Fransız işgal kuvvetlerini davullar ve zurnalar eşliğinde bir bayram havasında karşılamanın doğru olacağını belirtti. Agop Hırlakyan’ın fikri diğer ileri gelen Ermeniler tarafından da uygun görüldü. Bu tarz eğlencelerde genellikle yabancı misyonların mızıka grupları kullanılmaktaydı. Fakat Ermenilerin niyeti çok daha büyük bir karşılama töreni düzenlemekti. Bunun üzerine Agop Hırlakyan oğlu Setrek’i, Abdallar Aşireti Reisi Halil Ağa’ya gönderdi. Setrek, Agop Hırlakyan ile birlikte Ermeni ileri gelenlerinin düşüncesini Abdal Halil Ağa’ya iletti.
Setrek, yanında getirdiği hatırı sayılır bir miktardaki parayı Abdal Halil Ağa’ya uzatıp, “Halil Ağa yarın Fransızlar şehre gelecekler. Senden aşiretindeki tüm davulları ve zurnaları toplayarak yarın karşılamada olmanı istiyoruz.” dedi. Abdal Halil Ağa’ya ilaveten yanında getirdiği tüm davulcuların ve zurnacıların istedikleri parayı da vereceklerini ekledi.
Abdal Halil Ağa, mert ve vatansever bir adamdı. Fransızların şehre geleceği yönündeki haberlerin şehirde yayıldığı vakitler Müslüman ahalinin yaşadığı korkuyu ve üzüntüyü görmüş, yayılan haberlerden dolayı kendisi ve aşireti de derin bir üzüntüye düşmüştü. Abdal Halil Ağa, kendisine yapılan teklifi duyduğunda en ufak bir tereddüt dahi göstermedi. Agop Hırlakyan’ın hatırı sayılır miktarda bir para ve karşılamada davul çalması teklifiyle gönderdiği oğlu Setrek’e “ Agop Ağa’ya söyle; gönderdiğim davulların kasnağını altınla dolduracak olsanız bile yine de bir tek davul, bir tek zurna göndermem! Bu bir din bahsidir, din kardaşlarımın bağrına çomağımı vuramam!” dedi. Kendinden emin bir tavırla ve net ifadelerle Setrek’i tersleyen ve Ermenilerin teklifini kesin bir dille reddetti.
Abdal Halil Ağa ve aşireti ekonomik anlamda zor günler geçirmesine rağmen Maraş’ın en zengin adamı olan Agop Hırlakyan’ı hatırı sayılır bir para ile yaptığı teklifi reddettiği haberi kısa süre içerisinde şehirde yayıldı. Agop Hırlakyan ve Ermenilerin planlarını bozan Abdal Halil Ağa, Türk halkının büyük takdirini kazandı. Zor şartlarda olmasına rağmen vatan sevgisiyle hareket eden Abdal Halil Ağa, Maraş Milli Mücadelesi’nin psikolojik safhasının ilk kahramanı oldu. İmanın imkâna karşı galip geleceğinin ilk işareti olan bu olaydaki vakur duruşuyla Abdal Halil Ağa, tarihe geçti.