Halk mı?
Değil...
Diyanet mi?
Hiç değil...
Peki kimin?
Sayın Ömer Faruk Şirikçi'nin açıklamasına bir göz atalım:
"...Camimizin ibadete açıldığı 2010 yılında bu caminin Diyanet Vakfı’na, mülkiyetinin devredilmesi hususunda zamanın müftüsü Bekir Gülce ve Diyanet Vakfı yetkilisi Mehmet Kervancı tarafından ziyaret edildim ve ikna edilmeye çalışıldım. Ne var ki o zamanın mülki amirlerimizin de tavsiyesiyle, 21 yılda birçok zorluklara katlanılarak vücuda getirilmiş Abdulhamidhan Camii’nin yerel bir vakıf kurularak birinci elden Kahramanmaraş’ın çocukları tarafından kıyamete kadar yaşatılmasının daha doğru olduğuna inandım. Direndim. Vakıf kuruluşu gerçekleşti. Mütevelli oluştu. Mütevelli Heyet te cesurca direndi çünkü biz biliyorduk ki, İl Müftülüğü Kahramanmaraşlılar tarafından yapıldığı halde mülkiyeti Diyanet Vakfı’na ait olduğu için birçok sıkıntılar çekilmekteydi. Mesela Bank Asya’nın kiraları Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkez hesabına yatırılmasına rağmen Müftülük, ihtiyaçları için hala camilerden para toplamak zorunda kalmaktadır..." (Bugün Gazetesi)
Bu açıklamayı dün tesadüfen sosyal medyada görüp okuyunca önce güldüm, sonra eski bir "Milli Görüş fıkrası" nı anımsattı bana.
***
Fıkra bu ya!
Çok eski zamanlarda...
"Milli görüşçü" sakallı bir amca, dükkânının önüne çektiği Mercedes'inin kaputunu siliyormuş.
Haylaz bir Akıncı genç, Milli Görüşçü sakallı amcanın yanına yaklaşmış.
"Selamünaleyküm-Ve aleykümselam" faslından sonra...
Akıncı genç demiş ki:
"Mercedes senin mi amca?"
Milli Görüşçü amca cevap vermiş:
"Emanetçisiyiz inşallah"
Bu cevap üzerine bizim Akıncı, şöyle demiş: "Şu emaneti ver de bir tur atalım"
Milli Görüşçü amca durur mu?
Yapıştırmış cevabı:
"Olmaz çizilir"
***
Allah'a şükürler olsun, Abdulhamidhan Camii'nin ve altındaki işyerlerinin mülkiyeti ve kat ittifakı, Sayın Şirikçi hoca efendinin üstün gayreti ve direnmesi sonucunda, tek tek tapuları kendisinin Başkanlığını yaptığı Abdulhamidhan Camii Vakfı'nın üzerine çıkarılmış.
Yani Vakıf yoluyla gerçek sahiplerinden biri…
Yıllık Milyarlarca kira geliri olan bir Vakıf…
“Fıkradaki kaputu temizlenen Mercedes gibi” emanet değil…
Yukardaki açıklamada; “Kahramanmaraş’ın çocukları” derken herhalde kendi çocuklarından bahsediyordur. Çünkü vakıflar da mütevelli heyetinde bulunanların hisseleri babadan kendi çocuklarına geçer…
Yoksa Kahramanmaraş’ın gariban çocukları, bu vakfın kapı anahtarına bile sahip olamaz…
Yani demem odur ki:
Bu camii’yi Vakıf olarak ele geçirenlere sesleniyorum.
Bu camii’yi Vakıf yaparak el koydunuz mu?
Koydunuz…
Bu Camii’nin otoparkını iptal edip işyerine çevirdiniz mi?
Çevirdiniz…
İşyerlerini kiraya veriyor musunuz?
Veriyorsunuz…
O zaman Sayın Hoca efendi ve Mütevelli heyeti; "Milyarlarca kira geliri topluyorsanız, neden milyarlarca tutarındaki elektrik parasını Devlete (Diyanet)’e ödettiriyorsunuz?"
Bu nasıl hak?
Bu nasıl Müslümanlık?
Madem Camii ve altındaki işyerleri eski Müftü ve Diyanet yetkilisi Hoca efendinin ayağına kadar gidip Diyanete devredilmesi sağlanamamış, vakıf kurulmuş üzerine oturulmuş, ne güzel milyarlarca da kira geliri var, o zaman muhteremler elektrik parasını da vakıf olarak ödeyiverin.
Doğrusu bu değil mi?
Hem vakıf gelirlerine sahip olun…
Hem elektrik parasını Devlete ödettirin…
Biri çıksın da bana bunun izahını yapsın…
Şimdi Kahramanmaraş’ın Akıncı bir genci çıkıp demeli ki;
Heyy hoca efendi…
Bak açıklamanda da, “Kahramanmaraş’ın çocukları tarafından bu vakıf kıyamete kadar yaşatılacak” diyorsun…
Kıyamet gelmeden kalk o Vakıf Başkanlığı koltuğundan, Kahramanmaraş’ın bir genç gariban çocuğu olarak biraz da ben oturayım, şöyle bir dönüp duruvereyim, belki me de, şansım, talihim, döner dese…
Ne dersin?
Sahi ne cevap verirsin hoca efendi?
Emanetçiyiz mi dersin, yoksa Abdulhamidhan Camii Vakfı bizim, mendebur mu?
***
Sayın Başbakan Yardımcımız Av. Veysi Kaynak’a sesleniyorum.
Vakıflar Genel müdürlüğü size bağlı…
Gönderin bir müfettiş de, şu Abdulhamidhan Camii Vakfı yıllık gelir-gider bilançolarını bu halk öğrensin, bilsin…
Otoparklar nasıl işyerine çevrildi?
Elektrik paralarını niçin Devlet ödüyor?
Mütevelli heyetinde paralel yapıyla bir bağı olan var mı?
Bunu öğrenmek Kahramanmaraş’ın ve her Kahramanmaraşlının bence hakkı…