Kişilerin yemekten bir saat kadar sonra yeniden acıkmasından duygusal açlık durumunun belirtilerini görebildiklerini söyleyen Uzman Diyetisyen Betül Merd, “Duygusal açlık çağımızın en büyük hastalıklarından bir tanesi. Aslında kişinin biyolojik ihtiyacı olmadan duyduğu bir açlık durumudur. Kişilerin karnı tok ama bir açlık hissediyorlar. Bunun da sebebi aslında strese bağlı gelişen açlık durumudur. Bu durumlarda genelde kişiler karbonhidratlı besinlere çok fazla yüklenmiş oluyorlar. Bu da duygusal açlığımızın göstergesidir.

Yani fiziksel açlık dediğimiz zaman, burada belirli bir zaman aralıkları vardır. Kişi gece uyumuştur sabah kalktığı zaman kendisini aç hissetmesi normaldir. Çünkü kahvaltı saati gelmiştir. Aynı zamanda öğle yemeği saati yaklaştığında da kendisini aç hisseder, akşam yemeği saati yaklaştığında da yine bir açlık durumu hissediyorsa bu da yine fiziksel açlıktır. Fakat duygusal açlık dediğimiz durum çok farklıdır. Kişinin karnı tok olmasına rağmen ya da kahvaltıyı dolu dolu geçirmesine rağmen ilerleyen dakikalarda en fazla bir saat içerisinde tekrardan acıkma ihtiyacıdır ve burada kişi genelde tatlı besinlere yönelebiliyor. Buradan duygusal açlık olduğunu biz anlayabiliyoruz” dedi.

"Duygusal açlık durumunu 18-30 yaş grubu arasında daha fazla gözlemliyoruz"
Betül Merd, duygusal açlığın en çok 18-30 yaş aralığında görüldüğünü söyleyerek, “Duygusal açlık durumunu 18-30 yaş grubu arasında daha fazla gözlemliyoruz. Çünkü aslında bu 18 yaş dediğimiz şey ergenliğin bitişi ve yetişkinliğe geçiş süreci olduğu için duygusal açlık süreçlerini burada çok fazla yaşayabiliyoruz. Aynı zamanda 30 yaş ve üzerinde de gözlemliyoruz. Burada da yine iş stresine bağlı olarak stres durumunun gelişmesinde yine kişiler duygusal açlık durumları yaşayabiliyor. Burada da bireyler genelde ses çıkaran besinlere çok fazla yönelebiliyorlar ki bu da genelde akşam saatlerinde oluyor. Cips, kurabiye gibi ya da mısır patlağı tüketimi gibi besinlere çok fazla yükleniliyor. Burada yapılan çalışmalarda ses çıkaran besinlerin stresi azalttığı yönünde etkiler var. Kişilerin de bunlara yönelme sebebi aslında gün içerisinde yaşamış oldukları stres durumunu bu şekilde ses çıkaran besinlerle baskılamaya çalışmalarıdır. Ben de genellikle hastalarıma ses çıkaran besin olarak salatalık veya havuç gibi şeyler öneriyorum ki ileride bize obezite olarak dönmesin diye” ifadelerini kullandı.

“Ses çıkaran gıdalarda sağlıklı besinler tercih edilmeli”
Obezitenin önüne geçilebilmesi için duygusal açlık durumunda karbonhidrattan çok sağlıklı ürünlere yönelinmesi gerektiğini söyleyen Betül Merd, sözlerine şu şekilde devam etti:
“18 yaşında genelde bireylerin çene bölgelerinde sivilcelenmeler olabiliyor. Duygusal açlığa bağlı olarak yedikleri karbonhidratlı besinler ve bu ses çıkaran besinler nedeniyle. Özellikle cips, çekirdek, mısır patlağı gibi gıdalar tükettikleri zaman sivilcelenmelere yol açıyor. Karaciğer yağlanmaları gözlenebiliyor çünkü karbonhidrat tüketimi çok fazla olduğu süreçlerde biz ne yazık ki karaciğer yağlanmasıyla karşı karşıya gelebiliyoruz. Abdominal bölgede yağlanma çok fazla olabiliyor çünkü karbonhidrat tüketimi ne yazık ki abdominal bölgede yağlanmaya sebep olabiliyor. Bu yüzden biraz daha o tarz besinlerden uzaklaşıp, yine ses çıkaran besin olarak sağlıklı besinlere yönelebiliriz. Yazın erik gibi salatalık gibi kışın da havuç gibi ses çıkaran besinlere de yöneldiğimizde bunların biraz daha önüne geçmiş oluyoruz.”

Kaynak:iHA