KAHRAMANMARAŞ

Başkan Kolukısa, "Şiddete karşı yasal düzenleme istiyoruz"

İstanbul Eyüpsultan’da öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğrayan İbrahim Oktugan hayatını kaybetmesi ve son zamanlardaki şiddet olaylarının artması ile birklikte Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Afşin İlçe Başkanı Muzaffer Kolukısa basın açıklamasında bulundu.

Abone Ol

İstanbul Eyüpsultan’da öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğrayan İbrahim Oktugan’ın hayatını kaybetmesi ve son zamanlarda artan şiddet olaylarıyla alakalı Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Afşin İlçe Başkanı Muzaffer Kolukısa basın açıklamasında bulundu, 

“Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Yakın zamanda Kahramanmaraş Mimar Sinan İlkokulunda bir öğretmenimiz veli terörüne ve şiddetine maruz kalarak yaralanmış, son olarak da İstanbul/Eyüpsultan’da okul müdürü İbrahim Oktugan eski bir öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğramış, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.

Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz.

Bu çağrımızı sürekli tekrarlıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün gündemimiz bu olmayacaktı.

Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır.

Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine Bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın Bakanın davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli buluyoruz.

Bakanlıkta gerçekleştirilen ortak basın açıklaması, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde Genel Başkanımızın yaptığı geniş katılımlı eylem, eğitimcilere şiddeti önlemeye dönük kararlılığımızın ve şiddet olaylarının oluşturduğu büyük üzüntünün bir tezahürüdür.

Dün Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizler de yapıyoruz:

Ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır.

Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.

Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği maalesef ki yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün İbrahim hocalar ölmeyecekti.

Sayın Bakanın, Genel Başkanımız Ali Yalçın’la görüşmesinde, meslek kanununa ilişkin yeni düzenleme konusunda kullandığı ‘şiddete karşı yasal düzenleme’ ifadelerini son derece kıymetli buluyoruz. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız.

Değerli katılımcılar,

Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır. Bugün , bunun için iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz.

İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.

Değerli katılımcılar,

Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş; eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır.

Şiddetin, eğitimi tehdit eder noktaya ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.

Devlet, eğitimciye yönelen her türlü şiddeti önlemekle mükelleftir. Bu yükümlülük çerçevesinde, suça karşı caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma altına almalıdır. Ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin, hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.

Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir.

Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz” dedi.