AHMET Hakan’ın bugünkü yazı başlığı aynen şöyle:
''Depremin duası olur mu, olmaz mı?''
*
Ben onu bunu bilmem de…
Kahramanmaraş’ın 100.yıl Kurtuluş Bayramını kutlamamıza sayılı günler kalmışken –Maazallah- deprem üssü ya şehrimiz olsaydı?
Başta Tekke Mahallesi olmak üzere Mağralı, Serintepe, Yürükselim, Kümbet, Divanlı, Menderes (Eski sanayi), Dogukent, Namık Kemal, Yavuz Selim ve Kanuni Mahalleleri kesin yerle bir olurdu…
*
O yüzden diyorum ki:
Dua etmek elbette ki, gerekir…
Ancak ''tedbir almak'' biz kullara düşer…
Takdiri ise ''Yüce Yaradan’a'' bırakırız…
*
Tedbir almak kime düşer? Derseniz…
Elbette ki…
Büyükşehir Belediye Başkanına…
*
Bir an evvel herkes ama herkes, başını kumdan çıkarmalıdır…
Kahramanmaraş’ın eski mahallelerinin yeniden inşaa edilmesi adına gereken neyse, adımlar atılmalı hem de ivedilikle, tedbirler alınmalıdır…
Aksi takdirde…
Kahramanmaraş, kapkara bir Kahramanmaraş olma yolunda ilerlemeye devam edecektir…
*
Sözün özü şu:
Büyükşehir Belediye Meclisinden; Yolların bakımı için ve belediyede mobing uygulayarak baskı sonucu emekli olmaya zorlanacak kişilere emekli ikramiyesi vermek adına 85 milyon TL kredi alınmaya yetki almak marifet değil…
*
Marifet…
Kahramanmaraş’ı, Kurtuluş’unun 100.Yılına yakışır yeniden inşaa etmek olacaktır…
*
Her geçen gün bu şehre ihanet edildiğini herkes görmeli…
Elazığ depremi göz önüne alınmalı…
Adımlar ona göre atılmalıdır…
Bu şehrin insanlarının kaderi ''el açıp dua etmek'' olmamalıdır…
***
DİPNOT: Elazığ depreminde hayatını kaybedenlere Allah’tan Rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.