GÜNCEL

Emekliye ek zam mı geliyor? Erdoğan tek laf etmedi

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Palace Kempinski'de Ortak Paylaşım Forumu'nda açıklamalarda bulundu.

EMEKLİ ZAMMINA DEĞİNMEDİ
Ekonomiye dair mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk'' dedi. Erdoğan'ın emekli maaşlarıyla ilgili konuşmaması ''Ek zam hazırlığı mı yapılıyor?'' sorusunu akıllara getirdi. Enflasyon rakamlarının ardından emekli maaşlarına 2024 yılı için en az yüzde 37.56 oranında zam yapılacağı kesinleşmişti. Buna göre en düşük emekli maaşı 10 bin 317 TL'ye yükselecek. Emekli maaşlarına ek zam yapılması durumunda en düşük maaşın 11-12 bin lira civarında olması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması şöyle:

TİSK, 60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemizdeki işverenlerin temsilcisi olarak önemli bir görev icra ediyor. Konfederasyon kamu, işçi, işverenden oluşan çalışma hayatımızın 3 ana aktöründen biridir. İşverenlerimizin haklarını hukukunu koruyan TİSK, ülkemizdeki çalışma barışının temininde de kilit roller üstleniyor. İşyerlerinde yaklaşık 2 milyon kardeşimiz çalışıp evine ekmek götürüyor.

Yaklaşık 256 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığımız 2023 yılı ihracatına katkı veren TİSK mensuplarına teşekkürü borç biliyorum.

Sıcak çatışmalar, krizler, küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız tarihi rekoru kıymetli görüyoruz. Türkiye kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor. TİSK'in asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı tavır sergiledi. Görüşmeler çalışanlarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde rasyonel olarak yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum.

Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk. İşverenin yükünü hafifletmek, işçinin gelirini artırmak amacıyla asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldırmıştık. Sigorta prim desteğini 700 liraya çıkararak biz de elimizi taşın altına koyduğumuzu gösterdik.

Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye'nin küresel riskleri başarıyla yönetecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bizim ilk ve öncelikli kriterimiz Türkiye'ye ve mensubu olduğundan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmettir. Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır.

Bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte bu ülkenin refahı için sarf eden yatırımcıya destek olmak asli görevimizdir. 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat'taki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzer ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını tecrübe ettik. Hiçbir farklılığı ayrışma ve kamplaşma vesilesi olarak görmüyoruz. Bu hakikatleri zenginlik nişanesi olarak kabul ediyoruz. Tüm vatandaşların katkısına ihtiyaç duyduğumuzu asla unutmuyoruz. Milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize saldırıların yoğunlaştığına şahit oluyoruz. Bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye'nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlığı ve Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze'de ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana tavır almıştır. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun payı vardır. MİT ve TSK yurt içi ve sınırlarımız ötesinde Türkiye düşmanları ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indiriyor. Şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine nefes aldırılmıyor. Eski Türkiye'ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması tabidir. Kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletin arasına nifak örülmesine seyirci kalmayacağız. 28 şubat döneminden çok iyi hatırladığımız zehirli, toksik ve tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor. Kim bunlara odun taşıyor, kutuplaşma yapıyorsa biliniz ki milletin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir. Mücadelenin zorluğu ve bölgenin durumu ortadayken bizim bu yapay tartışmalara harcayacak tek bir saniyemiz bile olamaz.

Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum. Çok daha büyük başarılar ülkemizi bekliyor. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize sahip çıkalım.

Birlikte Mümkün Türkiye anlayışını ne kadar kökleştirirsek hedeflerimize o derece hızlı varırız. İş dünyamızın burada sergilediği birlik tablosunu değerli bulduğumu belirtmek istiyorum.

Teknolojide yaşanan değişim diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri yakından ilgilendiriyor. Bilhassa dijitalleşme ve yeşil dönüşümü bir araya getiren ikiz dönüşüm iş gücünü etkiliyor.

Gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşarak taçlandıracağız. Hedefimize adım adım yürüyoruz. Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait yol haritamızı şekillendirdik. Ekonomi yönetimine ve politikalarına güvenimiz tamdır. Tüm jeopolitik risklere rağmen kararların meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Rezervlerimiz güçlendi, yabancı yatırım girişi arttı, kur hareketleri azaldı. Merkez'in toplam rezervi 145.5 milyar doları buldu. İhracatta Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. Enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. 2023 enflasyonumuz 64,8 olarak gerçekleşti. Çekirdek ve manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğilimi OVP ile uyumludur. Enflasyondaki etkiler yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Gümrük Birliği'ni güncelleyerek AB ile ticari ilişkilerimizi geliştireceğiz. Hükümetlerimizin alameti farikası olan mali disiplinden taviz vermeyeceğiz. Merkez Bankamızın izlediği politikalarla birlikte finansman maliyetlerinin arttığını görüyoruz. Yatırımı ve ihracatı destekleyici finans imkanları oluşturmanın gayretindeyiz. Enflasyon ivme kaybı yılın ikinci yarısında daha fazla hissedilecek.

Her küresel kriz Türkiye'nin önüne büyüme ve rekabet liginde üst sıralara çıkma konusunda yeni fırsatlar getirmektedir. Ülkemizin risk priminin düşmesi ve reel sektörün uzun vadeli finansmana erişiminin çeşitlenmesi bu doğrultuda ümit verici gelişmelerdir. Ekim ayı verilerine göre istihdamın bir önceki yılın aynı dönemine göre 812 bin artışla 32 milyona ulaşmasıdır. İnşallah bunu koruyacak ve daha da geliştireceğiz. Bizim için en önemli husus vatandaşın evine ekmek götürmesini yaşamasını temin edecek işinin olmasıdır.

Ülkemizin her alanda nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 21 yılda Cumhuriyet döneminin altın yılları olarak şimdiden tarihe çekmiştir. Çöp çukur çamur. İstanbul buydu, bunlardan İstanbulumuzu kurtararak burada yaptığımız toplantıda o zaman dediler ki, dünyada İstanbul temiz şehir noktasında bir veya iki numaradır. Bunlar durup dururken olmadı. Süratle çöpten çukurdan çamurdan İstanbulumuzu kurtardık ve ne yazık ki şu anda İstanbul o günlerine yeniden dönmek istiyor. Onun için artık bizim mottomuz Yeniden İstanbul. Buna mecburuz. Yeniden İstanbul'u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Çok çalışacağız, gayret edeceğiz.

Sadece 21 yılda milletin asırlık eksikliklerini tamamladık. Tarihi dönüşümden çalışma hayatımız da nasibini aldı. Birileri gibi ideolojik sebeplerle işveren karşıtlığı yapmadık. İstihdam sağlayanlara düşmanlık yapmadık. Hukuk politikaları kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin mevzuat dağınıklığının giderilmesi için çalışma yapıyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile verimliliği artırabileceğimize inanıyorum. İnşallah bu meseleyi Meclis ve kamuoyunun takdirine sunacağız.