Kahramanmaraş

Korku salan kahin! Shipton Ana'nın kehanetleri kan donduruyor!

Abone Ol

Korku salan kahinin kehanetleri kan donduran cinsten...

Kendisine 'ucube' diyen insanların başına taş yağdırdığı iddia edilen kahin Shipton Ana'nın gelecekle ilgili kehanetleri kan donduruyor.

Sıra dışı bir çocukluk geçiren ve saatlerce belli bir noktaya bakan Shipton Ana, kendisiyle dalga geçen arkadaşlarının başına taş yağdırdığı iddiasıyla herkese korku salan bir kahin... Öyle ki, o dönem içine şeytani bir varlık girdiği bile söylenmiş, bulunduğu odaların kapılarının çarptığını gören bir yığın insan, onun büyücü olduğunu söylemişti.

24 yaşındayken Toby Shipton ile evlenen ve asıl adı Ursula olan bu genç kızın adı artık kehanetleriyle dehşete düşüren Shipton Ana'ydı. Öyle ki ona ''Knaresborough´nun Bir Bileni" adı bile takıldı. İşte Shipton Ana'nın, Tarihçi Pepys'in 1666 yılında tuttuğu tahmin edilen günlüğünde yazan kehanetleri...

Denizlerin kanlandığı zaman gelince, büyük selle karıştırılacak. Atsız arabalar gidecek. Felaketlerden dünyayı çığlığa boğacak.

Üç uyuyan dağ nefes almaya başlayacak. (Volkanik dağların faaliyete geçmesinden söz ediyor.)

Depremler bir bir şehirleri yutacak. Bütün bunlar benim bilmediğim yerlerde olacak.

İnsanlar susuzluktan ölecekler. Sonra okyanuslar yükselecek. Toprak kuruyup çatlayacak, sonra tekrar normale dönecek. Fırtınalar patlayacak ve okyanus yükselecek.

Bir gök cisminin dünya çevresinden geçerken bir kıtanın batacağını söyleyen Shipton Ana ekledi: ''Bütün kara parçaları batmayacak. Ancak kalan karalar, çürüyen insan ve hayvan cesetleri ve bitkilerin yaydığı kokular sebebiyle feci bir durumda olacaklar. Bundan sonra bir savaş olacak ve doğanın başlattığı bu kıyım işine devam edecek.''

Kadınlar, erkek gibi giyinecek, saçlarını kısa kesecekler

Resimler hareketlenip (sinema) canlı gibi gözükmeye başladığında, balık gibi gemiler suyun altında yüzdüğünde, insan kuşlar gibi gökleri fethettiğinde dünyanın yarısı kana boğulacak ve ölecek.

Yüzyılı atlatıp hayatta kalanlar dağlara kaçacaklar ve sonra iyice ormanlık bölgelere çekilecekler. Kuru, temiz, yumuşak ve insan pisliğinden arınmış bu toprak yeni hanedanın hazinesi olacak.

Dünyanın bu kararmış durumunda ne yapmak gerektiğini bilemeyen insanlar, daha sonraki nesillerin aydınlanmasını sağlayarak onlara nasıl yaşamaları ve sevmeleri gerektiğini gösterecekler.

Ve kuyruklu yıldızın ikinci sefer belirmesiyle artık çocuklar huzurlu, mütevazı, sevgi dolu büyüyüp 'Altın Çağı' oluşturacaklar.