Kurtuluşun ruhunu yaşamak ve bir kurtuluş belgeseli

Abone Ol

Her insanın önemli hatıraları olduğu kadar, şehirlerinde hatırası ve hafızası vardır. Hele o şehirde doğup, o şehirde halen yaşayıp, kentin ruhunu hissediyorsanız, o şehirle ilgili hayallerinizde büyük olmalı! Sokaklarından, caddelerinden geçerken, geçmişten bu güne uzanan bu şehrin dokusu, bütün bedenimizi sarıvermeli.

Bir şehir kendine has güzelliklerini insanına sunarken, bunun da bir bedeli olmalı. Bu bedelin karşılığı o şehre sahiplenme şeklinin içinde yatar ve şehir kendi hafızasında bunları saklar.

Kurtuluş savaşımızda 22gün ve gecenin ardından verilen mücadelede, hürriyet yolunda şafağın ilk söktüğü yerdir Kahramanmaraş.

Asil bir destanın öyküsü yazılırken Ahır dağlarında, Maraş çetelerinin kartal pençeleri süzülüyordu işgalin üstüne. Çetindi Maraşlı için o günler. Cepkenlerin sırmalarına, oyalı mendillere bu kez kan damlamıştı. O kınalı ellerde nakış yerine kurtuluş mücadelesinin resmi işleniyordu gergeflerde.

Kundağındaki küçük ökkeş’in elleri artık babasına uzanamıyordu, ersiz kalan taze gelinler ve edesiz kalan ahşap evlerden onurlu mücadelenin dumanı tütüyordu.

Sabretti, yılmadı Kahramanmaraşlı! Ama Maraş Kalesinde Ay Yıldızlı Bayrağını göremeyince, işte o Cuma Maraşlının sabrı zafere haykırdı. Edelere Ulu Camii yetmedi sabrın taştığı gibi. Dinine ve Bayrağına düşen bu kara gölge karşısında minberden gelen haykırış bir top gürlemesine dönüşmüştü.

Bayrak ve vatan için ölmeye hazırdı Kahramanmaraşlı ve öylede yaptı. Esaret altında Cuma namazı kılınamazdı.21 Ocak 1920 Çarşamba günü başlayan direniş, 22 gün 22 gece süren Kahramanmaraş Kurtuluş Savaşı 12 Şubat 1920 günü sabah namazı sularında resmen sona erdi. Artık savaş bitmişti. Bütün Kahramanmaraşlılar ve civar köylerden gelen binlerce vatansever, sabahın erken saatlerinde şehrin merkezine toplanarak, sevinç gözyaşları içinde birbirlerine sarıldılar. Bu savaş kazanılmıştı. Kurtuluş Savaşı'nda ilk destanı Kahramanmaraşlılar yazmıştır.

Bu konuda Onikşubat Belediye başkanı Hanefi Mahçiçek Bey’in hazırlattığı "İSTİKLALDEN İSTİKBALE" adlı kısa belgesel kısa bir süre önce yapılmış ve tüm okullarda öğrenciler tarafından ilgiyle izlenmişti. Halk tarafından da beğenilen bu kısa belgesel halen gençlerin hafızalarında, bu belgeselin okullarda dağıtımı sürmektedir.

Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek Bey’in manidar konuşmaları, insanımızı tam anlamıyla bu şehrin manevi iklimine taşıdı. Başkan Mahçiçek; “12 Şubat ruhunu canlı tutmak için her türlü çalışmayı yapmaya hazırız” dedi. “Kahramanlarımızı unutturmayacağız” diyen Başkan Mahçiçek, Bey şöyle devam etti:“Güzel bir şey yapmaya gayret ettik. Kahramanlarımızı, şehitlerimizi unutturmamamız gerek diye düşündük. Oradan yola çıkarak kısa metrajlıda olsa bir film yaptık. 25 dakikalık bir çalışma oldu. Ama başardığımızı, hedefimize ulaştığımızı düşünüyorum. Tabi bizim çalışmalarımız bunlarla kalmayacak. Kahramanlarımızı çizgi romanlar ve daha farklı çalışmalarla da bütün ülkemizdeki çocuklarımıza anlatacağız. Bu ülke için canlarını veren kahramanları unutturmayacağız. Biliyorsunuz 12 Şubat ruhu, 15 Temmuz’da tekrar bu ülkenin çocuklarıyla buluştu. Bu ülkeyi devirmeye çalışanlara fırsat vermedi. Ülkenin her köşesinde, genlerinde o ruh var Allah’a şükür. Bu ülkeyi kimse yıkamayacak. Sayın cumhurbaşkanımızın dediği gibi diz çöktüremediler. Ne kadar kumpas kurarlarsa kursunlar, entrikalar çevirirlerse çevirsinler, bu ülkenin evlatları dimdik ayakta kalmaya devam edecektir.”

Bu ruhla çoluk çocuk, her Maraşlı bir Sütçü İmam ve Abdal Halil Ağa olur Kurtuluş günlerinde. Kurtuluşun ayrıntılarına girmiyorum, çünkü herkes iyi bilir.

Eski kurtuluş bayramlarının ruhuna uzanıyorum: Çocukluğumuzda Kurtuluş Bayramı gelmeden önce içimizde Şubat beyazlığındaki heyecanımız gittikçe artardı.

Çete elbiselerimizi önce ruhumuza giydirirdik ve bayramlarda daha manalı olurdu. Her mahalleden çete gurupları şehrin caddelerinde dolaşır, Abdal Halil Ağanın davulunun hiç susmayan sesi gümbür gümbür içimizi doldururdu.

Özellikle köylerde çete bayramının hazırlığı bir ay öncesinden başlardı. Şehir’e bir hafta öncesinden gelir, kimisi akrabasının yanında, kimisi otellerde kalırdı. Kurtuluşun coşkusu şehirlisiyle köylüsüyle birlikte kutlanırdı.

Karlara bürünmüş Maraş ın üzerine İstiklal Madalyasının fotoğrafı düşerdi, ruhumuzdaki kahramanlığı okşarcasına. Damarlarımızda ılık bir memleket sevdası dolaşmaya başlar, bu bazen bir Maraş türküsü olur veya bir şiir olur yüreğimizden akıp gidercesine…..

12 Şubat kutlanır her yıl meydanlarda

Kurtuluşun destanı yankılanır semalarda

Asil bir ruhla, kahramanı sendin bu savaşın

Şerefli Madalyanı sevdim Kahramanmaraş’ım!