Yalova'nın Çınarcık ilçesinde meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki deprem, Marmara Denizi açıklarında gerçekleşmiştir. Depremin derinliği ise 11,18 kilometre olarak belirlenmiştir. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, olası bir depremin hangi bölgede gerçekleşebileceğini gösteren grafikleri paylaştı.

Teşvikiye açıklarında stresin bulunduğunu ve risk taşıyan bölgenin mor olarak belirtilen alanda olduğunu ifade eden Üşümezsoy, İstanbul ile Yalova fayları arasında bir ilişki olmadığını da belirterek, Kuzey Marmara'daki kıyı faylarının büyük İstanbul depreminin beklendiği yerler olmadığını vurguladı. Depremlere karşı hazırlıklı olmak ve alınması gereken tedbirleri bilmek, can kaybı ve yıkıma neden olabilecek riskleri azaltacağına dikkat çeken Üşümezsoy:

"Depremler, özellikle Türkiye gibi aktif fay hatlarına sahip ülkelerde sık sık yaşanan doğal afetlerden biridir. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan vatandaşların depreme hazırlıklı olmaları son derece önemlidir. Deprem sırasında çevredeki yapıların zarar görmesi ve can kaybı yaşanması gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşmak mümkündür. Ancak, alınacak bazı önlemlerle bu riskler azaltılabilir. Örneğin, deprem anında güvenli bölgelere yönelmek, evlerde bulunan eşyaları sabitlemek, acil durum çantaları hazırlamak gibi tedbirler alınabilir.

Depremlerin oluşması, doğal bir süreçtir ve ne yazık ki insan eliyle engellenememektedir. Ancak, depremlere karşı hazırlıklı olmak ve bilinçli davranmak, olası riskleri azaltabilir ve can kaybı gibi sonuçlarla karşılaşılmasını engelleyebilir. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan vatandaşların, sık sık deprem tatbikatları yapmaları ve deprem anında alınacak önlemler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir."

'Asıl tehlike Gemlik Körfezi'
2005 yılındaki durumu, 17 Ağustos Depremi'ndeki durumu ve olası yeni bir depremin stres boşalım sonrasındaki durumunu simülasyon grafikleriyle anlatan Üşümezsoy, "Bozburun Fayı'nın Gemlik Körfezi'ne kadar uzanan riskli bir bölge olduğunu" belirtti. Ayrıca, Çekmezliğe doğru uzanan düşey fayın Kuzey Anadolu Fayı'nın ikincil kollarından biri olduğunu ve İstanbul'un kıyıları ile Armutlu kıyıları arasındaki fayların büyük İstanbul depreminin beklendiği yerler olmadığını vurguladı.

"Adalar fayı ölü bir fay ve aktif değil"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi’nde büyük bir deprem beklemediğini, Adalar fay hattının ölü bir fay hattı olduğunu ve aktif olamayacağını söyledi.

İstanbul’da beklenen deprem konusunda uzmanlar ikiye bölündü. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi’nde büyük bir deprem beklemediğini, fay hattının ölü olduğunu, büyük bir deprem tehlikesi oluşturmadığını ifade etti.

Adalar fayı hakkında konuşan Üşümezsoy, “Adalar fayı, 1999 yılından beri Marmara’da deprem oluşturan Kuzey Anadolu fayı dediler ama Kuzey Anadolu fayı Yalova Çınarcık kıyı düzlüğünün batıya doğru devam eden kesimidir. Adalar fayı ölü bir faydır ve bu ölü fay Marmara denizi açılırken çalışmıştır” diye konuştu.

Üşümezsoy açıklamalarına şöyle devam etti:

“Adalar'daki fay, düşey bir fay ve aktif değil. Marmara Denizi açılırken Adalar'da ve Tekirdağ’da oluşmuş ama artık çalışmıyor. Kuzey Anadolu kuzeyden güneye doğru 45 derece sıkıştırmayla oluşmuş bir fay. O da doğu batı girişli çukurların güneyinde yer alıyor."