Tarihte Doğu Roma hammadiler zamanında, 1100'lü yıllar olduğu söylenir, Kahramanmaraş'ta büyük bir deprem meydana gelmiş, bazı yerler 7-8 metre, bazı yerler ise (Germanica antik kent alanı) 3-5 metre yerin altına çöktüğü, bir keşişin yazdığına göre 40 binden fazla insanın öldüğü dile getirilmiştir...
*
Böyle bir felaketi yaşayan şehrimiz, yine böyle büyük bir depremle karşı karşıya kalacağı korkusuyla yaşaya gelmiştir...
*
Ve 6 Şubat 2023 tarih, saat 4.17'yi gösterirken tarihteki gibi büyük bir felaketi tekrar yaşamış, yıkım ve can kayıpları yine büyük olmuştur...
*
Oysa bu konuda bilim adamları defalarca uyarılarda bulunmuş, binlerce binanın yıkılacağı ve binlerce insanın öleceği (20 bin ceset torbası dikildiği herkesin dilindeydi) dile getirilmiş, hem 2008 Maden Tetkik Arama (MTA) raporunda, hem de 2020 AFAD raporunda ayrıntılı ikazlar yapılmış, yıkılacak bölgeler bile bire bir tam tahmin edilmiş, hiçbir şekilde bu uyarılar kâale alınmayarak önlem alma yoluna gidilmemiştir...
*
Gidemezler miydi?
Bal gibi giderlerdi!
*
Peki, neden gitmediler?
İşte orası tam bir muamma!
*
Mesela şu an herhangi bir yetkili çıkıp "Suçlu benim" diyebilir mi?
Tabi ki diyemez!
*
Ancak toplum olarak "Günah Keçisi" hep birilerini suçlamışızdır...
(Müteahhitler- Mühendisler) gibi...
Oysa işin aslının öyle olmadığı apaçık ortadadır...
Nasıl derseniz?
İzah edeyim:
Mesela 1954 yılında şehrimizin fay hattı haritası çıkarılmış, ancak yıllar içerisinde bu fay hattı üzerine binalar, hem de yüksek katlı binalar yapılmasının bir şekilde önü açılmış, birilerinin servetine servet katılmıştır...
Bizim kuşaklar ve bizden sonraki kuşaklar çok iyi hatırlarlar; Bahçelievler Mahallesi olarak bildiğimiz yerler daha önceleri 2 katlı müstakil bahçeli evlerden müteşekkildi...
Ne oldu?
Nasıl oldu?
Hokus pokus imar planı değişikliği ile bu yerler çok katlı mahalleye dönüştürüldü...
Sonuç ortada...
Yıkılmayan bina kalmadı gibi...
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?
*
Mesela Trabzon caddesi; önceleri mezbahanenin bulunduğu, derelerin yanı başında aktığı bölgeydi. Milcan, Enurya ve Barış apartmanları peşi peşine dikildi. Bu binalar neredeyse yarım asırlıktı. Fore kazıklı özel idare binasının yerine kent meydanı yapacağız diye yıkıp, karşısında bulunan yarım asırlık binaları yık dediğimiz halde kamulaştırıp yıkmayanlar, deprem olacak önlem alın diye Kanal Maraş'ın her canlı yayınında uyardığımız halde kulaklarını kapatanlar...
Sonuç ortada:
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?
*
Şu hususu da belirtmekte fayda görüyorum:
Yönetmelik der ki; Bir belediye bir bölgeyi imara açmadan önce geniş çaplı zemin etüt araştırmaları ve depremsellik özelliklerinin araştırmasını yapar. O zeminin taşıyacağı kat sayısını yani kat yoğunluğunu belirler...
Ve K4 (4 katlı), K11 (11 katlı) gibi imar durum planına yazar. Bakanlık onaylar...
Gel gelelim Büyükşehir Belediyesi olmadan 2013 yılında, dönemin Belediye Başkanının alel acele yürürlüğe koyduğu imar planında bırakın 11-15 katı, Kayseri yolu alt tarafı olarak bildiğimiz sulak arazilere (MAX) yani sınırsız yükseklikte bina yapılabilir denmiştir...
Eski terminal (Garaj) yerini satmış, etrafındaki arazilere çok katlı binalar yapılmasına müsaade edilmiştir. Oysa zemini alüvyon yani yumuşak ve sulu araziler imara nasıl açılmıştır?
O araziler kimindi?
Veya kimlerindi?
Sonuç ortada:
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?
*
Mesela stadyum çevresi; Patlıcan ve marul tarlaları idi. Dereler geçer, zeminlerinde kuyu vurulduğunda 3 metreden su çıkardı...
Ne oldu?
Nasıl oldu?
Hokus pokus imar planı ile bu yerlerde çok katlı binalar yapılmasına olanak sağlandı...
Hemen yanı başında bulunan Hacı Bayram Veli Mahallesi 2 katlı evlerden müteşekkil durumdayken...
Sonuç ortada:
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?
*
Asrın felaketi olarak zikredilen depremden sonra şu an Büyükşehir Belediyesinin yeni bir imar planı hazırlattığı, yıkılan yerlerin imara kapatıldığı, bazı yerlerde ise zemin + 4 kat bina yapılmasına karar verildiği, yani daha önceki imar planı ve değişikliklerinin hatalı hem de çok büyük hata olduğu, bir nevi itiraf maiyetinde ortaya çıktığı görüldü...
Peki soruyorum:
2020 AFAD raporu elinizdeydi ve yıkılacak yerler belirtilmiş olmasına rağmen, 2019 yılından bu yana o koltukta oturan bir başkası mıydı?
Neden önlem alınmadı?
Neden halk uyarılmadı?
Yeni imar planı yapmakla kimse hatalarından kurtulamaz...
Ölen vatandaşlarımızın vebalinden hiç kimse kurtulamaz...
Suçlusunuz suçlu!
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak suçlusunuz...
AFAD kurumu olarak suçlusunuz...
*
Kimse müteahhitler, fenni mesuller, yapı denetim sorumluları suçlu demesin, vebalini almasınlar...
Çünkü 2000 yılından önce Kahramanmaraş 2. deprem bölgesi idi.
Ve 2000 yılından önce yapılmış tüm binalar 1975 yılı deprem şartnamesine göre projeleri çizilmiş ve ona göre ruhsat alınmış, binalar yapılmış ve iskân izni verilmişti...
2000 yılından sonra şehrimiz, 1. Deprem bölgesine sokuldu. Yani 2000 yılından önce yapılmış yapılara bir nevi yanlış deprem şartnamesine göre yapıldığı ikrar edilmiş oldu. Yani 2000 yılından önce yapılan binalarda kirişler 20 cm iken 2000 yılından sonra yapılan binaların kirişleri 25 cm oldu. Bu demektir ki tüm hesaplar değişmiş eski binalar yanlış yapılmış demekti...
Uyarıldı mı?
Herhangi bir tebligat bina sakinlerine gönderildi mi?
Tabi ki hayır...
Sonuç ortada:
Kim suçlu?
Veya kimse suçlu?
*
Kaldı ki; Oluşan depremin büyüklüğü bırakın 1975 yılı deprem şartnamesini, 2018 yılı deprem şartnamesinden bile 4-5 kat yıkıcı büyüklükte olduğu, yani tüm şartnamelerin bu deprem karşısında yetersiz kaldığı, üniversitelerin raporları ile de ortaya çıktı...
Devletimizin yeni bir deprem şartnamesi çıkaracağı söylenmekte...
O zaman yüksek sesle soruyorum:
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?
*
Ve buradan açıklıyorum...
Suçlu olanlar:
1- Depremin büyüklüğü ve yıkıcı gücü...
2- Fay hattı üzerine çok katlı bina yapılmasına müsaade edenler...
3- 2008 MTA raporu ve 2020 AFAD raporunu sümen altı edip halkı uyarmayan veya önlem almayanlar...
4- 2013 yılında düzenlenen imar planını alel acele yürürlüğe koyanlar...
5- Kahramanmaraş 1. Deprem Bölgesi olması gerekirken 2. bölgede tutanlar ve eski şartnameye göre bina yapılmasına göz yumanlar...
Diyeceğim odur ki...
Yıkılan binlerce bina sahipleri ve enkaz altında kalıp şehit olan binlerce insanımızın yakınları özellikle; 2008 MTA ve 2020 AFAD raporu sonrası önlem almayan, halkı uyarmayan hem Büyükşehir Belediyesi hem de AFAD yetkilileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmaları, ayrıca tüm zarar ziyanlarından bu iki kurumu sorumlu tutup tazminat davaları açmalarını elzem görüyorum...
Ve ben bunu yapacağım...
Hem depremde kaybettiğim sevgili eşim için...
Hem dünürlerim için...
Hem de kuzenlerim için...
*
Şimdi takdir kamuoyunun...
Sonuç ortada:
Kim suçlu?
Veya kimler suçlu?