Türkiye’nin en geç Yörük Türkmen Beyi unvanını elinde bulunduran Osman İncecik, Yörük ve Türkmenlerin parola olarak kabul ettiği kültürel mirası Keyfiye’yi kaleme aldı.
Kefiye Nedir?
Türkistan’da başlayan kuraklık ve kıtlıktan dolayı ecdadımız Türkistan’dan (Orta Asya) Anadolu’ya doğru göç etmeye başladıklarında yolda önceden gidenlerin, sonradan gelenleri, sonradan gelenlerin önceden gidenleri tanıyabilmeleri için bir alamet-i farika olması gerektiğini düşünürler. Türk boylarının Aksakallı Beyleri gittikleri yerlerde birbirleriyle olan iletişimin kopmaması ve gittikleri yerlerde birbirilerini tanımak maksadıyla ortak bir parolanın olması gerektiği fikrine varırlar. Yine bir yaz günü Oğuz Beyleri çadırlarında oturup bu konuyu görüşürken hafiften yaz yağmuru yağmaya başlar. Biraz yağdıktan sonra yağmur diner ve arkasından çok ihtişamlı bir gökkuşağı doğar. Yaşlı aksakallılarımızdan birisi o ihtişamlı gökkuşağını fark eder ve “parolamız gökyüzündeki bu rengârenk gökkuşağının renkleri olsun” önerisini aksakallı meclisine sunar. Öneri Oğuz Beyleri tarafından da uygun görülür ve parola gökkuşağındaki renkler olarak kabul edilir. Aksakallılardan birisi parola olarak belirledikleri gökkuşağındaki renklere bir de anlam verilmesi gerektiğini söyler. Aksakallı meclisinde oturan Oğuz Beyleri de gökkuşağındaki her renge Türk kültürünü ve Töresini de göz önüne alarak ortak bir kararla şu anlamları verirler:
Beyaz renk: Duruluk, sadelik ve temizlik
Yeşil renk: Evren ve doğa
Mor renk: Hoşgörü, affedicilik, sevgi ve sonsuzluk
Kırmızı renk: Türklük ve Bağımsızlık
Sarı renk: İş, bolluk, bereket.
Sonra Oğuz hatunlarından gökkuşağında bulunan renklerden kumaşlar dokumaları istenir. Hatunlar, renk renk kumaşları dokuyup hazır ederler. Oğuz Beyleri tarafından bu kumaşlar göç eden Türk boylarına verilir; gittikleri her yere bunu götürmeleri ve göründük bir yere asmaları istenir. Bu mirası Oğuz boyları gerek çadırlarının başında gerekse boyunlarında asırlar boyu taşırlar. Yüzyıllar süren göç müddetince, yolda birbirlerinin bu renklerden yapılan kefiyeleri omuzları üstünde örtülü gören karındaşlar, karşılama ve buluşmadan haz duyarlar. Yörükler ve Türkmenler birbirlerini tanımaya vesile olan keyfiyeyi bir kültür olarak asırlardır yaşar ve yaşatırlar.
Selam olsun atalarımızın yolundan gidenlere... Selam olsun onların bıraktıkları mirasa sahip çıkanlara... Selam olsun Yörük, Türkmenlere…
Osman İncecik, Araştırmacı- Yazar
Türkiye’nin en genç Yörük Türkmen Bey’i, Cerit Türkmenleri Dernek Başkanı.