İSTER seçilmiş bir Büyükşehir Belediye Başkanı olsun, ister kayyum olarak atanan…
Basın ile yaptığı bir toplantıda:
''Bundan sonra basınla ilişkiyi partimiz kuracak'' diyorsa…
Bırakın basın mensuplarını, kendisine oy veren-vermeyen sade vatandaşlara bile söz hakkı doğar.
''Ne demek bu Başkan?'' deriz.
''Seni bu halk seçti, kendine gel...'' deriz.
''Yönetemeyeceksen niye Başkan oldun?'' deriz…
Deriz Allah deriz…
*
Bir başkan olarak;
Konuştuğu kelimelerin nereye varacağını bilmiyorsa, bilemiyorsa falan...
Sonradan özür diliyorsa filan...
Ve biz bunu eleştiri mahiyetinde yazdığımız zaman…
Kimsenin bize kızmaya veya sorgulamaya hakkı olmadığını düşünüyorum…
Böyle bir durumda Başkanın konuştuğunu sorgulamanın ise...
Toplumsal bir görev olduğunu belirtiyorum…
Basınla ilişkiyi sağlayamayacak ve ''parti'yi işin içine katan'' bir Başkanın da…
Ne yapması gerektiğini benim söylememe gerek yok diyorum…
Sadece…
Kendisine ''istifa müessesesinin'' varlığını hatırlatmak istiyorum…
*
O bu değilde:
Hayrettin Güngör için Mehmet Bağrıaçık; ''Halk’tan kopuk ve uzak bir başlangıç yaptı'' diyor ya…
*
Bende diyorum ki:
İyi ki yerel siyasetin içinde olmayacağını açıklamış…
''Ya bir de içinde olacağını açıklasaydı?''
***
DİPNOT: Politikacı susmasını bilmelidir, sonra düşünmesini bilmelidir ve ancak ondan sonra konuşmalıdır. (Henry Poincare)