Yerel seçime 3 gün kaldı. Türkiye'de yaklaşık 61 milyon seçmen, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticilerini seçmek için 31 Mart'ta sandığa gidecek. Partiler son hazırlıklarını yapıyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, NTV yayınında Ahmet Örsoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Son seçimim.” mesajına ilişkin soruya, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu anda tek düşüncesi seçimlerde yüksek bir başarı elde etmek. Seçimden sonra da görev dönemini en iyi şekilde donatmak.” yanıtını verdi.
ERKEN SEÇİM GÜNDEMDE YOK
Erken seçim gibi bir gündemlerinin olmadığını anlatan Ömer Çelik, “İki bakan arkadaşımızın ifade ettiği şey; ‘bunun bir yolu vardır’ anlamında. Sayın Bahçeli’nin ifade ettiği şey ise milletimizin talebinin dillendirilmesi.” dedi.
CHP VE YRP'YE ELEŞTİRİLER
Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Yeniden Refah Partisi’ne ilişkin eleştiriler de yöneltti.
“CHP’nin siyaset geleneği Deniz Baykal döneminden sonra tamamen ortadan kalkmıştır.” diyen Ömer Çelik, “Kemal Kılıçdaroğlu döneminden, Özgür Özel dönemine kadar örtülü ilişkiler siyaseti içerisinde dolaşıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi’nin AK Parti için bir dezavantaj olup olmadığına yönelik soruyu da yanıtlayan Çelik, “Yeniden Refah Partisi yönetimi CHP yanlısı bir tutum sergiliyor.” dedi.
Çelik, partinin tabanı ile yönetim kadrosunun farklı görüşte olduğunu anlattı.
“BAKANLARIN ADAY TANITIMINA KATILIMI DOĞAL”
Bakanların aday tanıtımlarına katılmasına yönelik eleştirilere yanıt veren Çelik, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeyiz, partili cumhurbaşkanlığı sistemindeyiz… CHP’de şöyle bir problem var; memleketi 50 yıl geriden takip ediyorlar.” dedi.
Ömer Çelik, “CHP gerçek siyaseti sevmeyi öğrenmeli. İçinde bulunduğumuz sistemin dinamiklerini iyi anlamalı.” ifadesini kullandı.
BELÇİKA’DAKİ SALDIRILAR
PKK’lı teröristlerin Belçika’da Türk vatandaşlarına yönelik saldırılarına da değinen AK Parti Sözcüsü Çelik, “Göreceksiniz; bizim aldığımız tedbirleri eleştirenler çok daha ağır tedbirler almak durumunda kalacaklar. PKK yandaşları Avrupalı faşistlerin müttefiki olmuşlar. Vatandaşlarımız faşist bir saldırıyla karşı karşıyadır. O ülkelerin bunlara karşı tedbirler alması gerekiyor.” açıklamasını yaptı.
Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Büyük bir şölen havası var. Biz seçimi seviyoruz, sandığı seven bir partiyiz. Herkes gayret ediyor. Son söz milletimizin.
ÖZGÜR ÖZEL'İN "TÜRKİYE İTTİFAKI" VURGUSU
CHP, geçen seçimlerdeki altılı masayı kurmaya çalıştı. Diğer partiler buna yanaşmayınca DEM’le bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Her iki taraf da bunun adını tam koymadan ittifakı gerçekleştirmeye çalışıyor. Aslında bir ittifak var; bunun ifadesi Türkiye ittifakı oluyor. Bu fiilen sahada gördüğümüz bir şey… Siyasetten anlayan herkesin rahatlıkla gözlemleyebildiği bir şey.
Burada yanlış olan şu; Kemal Kılıçdaroğlu döneminden, Özgür Özel dönemine kadar örtülü ilişkiler siyaseti içerisinde dolaşıyorlar. CHP açısından şöyle bir şey var; geçmişte yaptıkları, bugün söyledikleri birçok şeye katılmayız ama bir siyaset geleneği vardı CHP’nin. Bu siyaset geleneği Deniz Baykal döneminden sonra tamamen ortadan kalkmış gözüküyor.
Milli çıkarlar konusunda bir hassasiyet vardı. Bu hassasiyetin nasıl ortadan kaldırıldığını gördük? Terörle mücadeleyle ilgili tezkerelere destek vermeyerek. Kılıçdaroğlu döneminde başladı, Özgür Özel döneminde de devam ediyor.
Burada topluma hesap verilmesi gereken nokta bu iş birliğinin niye gizli saklı ifade edildiği. Vatandaştan hesap kaçıran bir siyaset anlayışı doğru değildir.
YRP, AK PARTİ İÇİN DEZAVANTAJ MI?
İlkeler temelinde işbirliklerini kurmak lazım. Eğer sistem ilkeler birliğinde çalışmıyorsa bu işlere girmemek lazım. Bir parti özgün bir tez ve özgün kadrolar temelinde ortaya çıkar. Yeniden Refah Partisi meselesinde şöyle bir şey var; tamamen AK Parti içi muhalefet gibi kendini konumlandırıyor. Yeniden Refah Partisi yönetimi CHP yanlısı bir tutum sergiliyor. Bu net. O Türkiye ittifakı denilen mahçup ittifak gibi burada da fiili bir durum söz konusu.
Yeniden Refah Partisi’nin tabanı; Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiklerinin bu ülke için ne anlam ifade ettiğinin kıymetini bilen, bunların siyasi bilincinde olan, yeniden Refah Partisi yönetiminin baktığı yerin tam tersine bakıyor."
BAKANLARIN ADAY TANITIMINA KATILIMI
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeyiz, partili cumhurbaşkanlığı sistemindeyiz… CHP’de şöyle bir problem var; memleketi 50 yıl geriden takip ediyorlar.
Parlamenter sistem varken Türkiye’de işlerin nasıl yürümesi gerektiğine dair öne sürdükleri model tek parti rejimiydi. Biz parlamenter sistemi iyi çalıştırmaya çalışırken, onlar kendilerini devletin sahibi zannedip tek parti rejimi gibi rejim peşinde koşuyorlardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtik birden bire CHP’de parlamenter sistem aşkı başladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bakan arkadaşlarımızın sahada olmasından daha doğal ne var? Bu yapılanların anlatılmasından daha doğal ne var? Merkezi hükümetle, yereldeki iş birliğinin o şehirlerin alacağı mesafeyi daha hızlı aldırdığını görüyoruz.
Şimdi diyorlar ki; ‘Sizden olmayan belediyeler destek almayacak mı?’ Öyle şey olur mu? Biz şimdiye kadar hiç kimseye ayrımcılık yapmamışız. Ama vizyon birlikteliği çok önemli.
CHP gerçek siyaseti sevmeyi öğrenmeli. İçinde bulunduğumuz sistemin dinamiklerini iyi anlamalı.
İSTANBUL VE ANKARA’DA SEÇİM YARIŞI
Geçen seçimlerde de anketlerle ilgili konuşulduğunda Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olacağını söylüyordu bir çok anket. Biz bunun doğru çıkmayacağını söyledik. Biz yapmamız gereken işi yaparız. Bugün ben 4 tane ilçeye gideceğim. Arkadaşlarımız yapması gereken işi yapıyor.
İstanbul’da Murat Bey, Ankara’da Turgut Bey İstanbul ve Ankara’nın talebine uygun projeler ortaya koydular. Bu çerçevelerden baktığımızda; şehirlerin ihtiyacını anlamak için doğru bir yerde durduklarını görüyoruz. Gayretleri ortada. Pazar günü milletimiz karar verecek.
Cumhurbaşkanımızın gayreti herkesi daha çok motive ediyor. Günde iki ile gidiyor, üçüncü programı yapıyor.
ERDOĞAN YENİDEN ADAY OLUR MU?
Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzına baktığımızda; biz onun tecrübesini görüyoruz. Gerçekten yaptığı işe aşkla bağlı olduğunu görüyoruz. Hepimizin arzusu uzun yıllar boyunca bu dirayetli siyasetini sürdürmesidir.
Biz siyasete onunla başladık, onunla devam ediyoruz. Sonuna kadar da böyle olacak. Bizim arzumuz bu millete daha uzun yıllar boyunca hizmetinin devam etmesi şeklindedir.
Aslında siyasi liderler içerisinde baktığımızda en genç faaliyeti o yapıyor. Günde iki ile gidiyor, akşam üçüncü dördüncü programı yapıyor. Muhalefette böyle bir performans görmüyorsunuz.
Şu anda tek düşüncesi seçimlerde yüksek bir başarı elde etmek. Seçimden sonra da görev dönemini en iyi şekilde donatmak. Erken seçim gibi bir gündemi biz konuşmayız. Bunu gündeme almayız. İki bakan arkadaşımızın ifade ettiği şey; ‘bunun bir yolu vardır’ anlamında. Sayın Bahçeli’nin ifade ettiği şey ise milletimizin talebinin dillendirilmesi.
BELÇİKA’DAKİ PKK PROVOKASYONU
Terörün tek bir tane hedefi yoktur. Bunlar oralara yerleştiler. Bunlar o ülkeler için de bela olacaklar. Göreceksiniz; bizim aldığımız tedbirleri eleştirenler çok daha ağır tedbirler almak durumunda kalacaklar. PKK yandaşları Avrupalı faşistlerin müttefiki olmuşlar. Vatandaşlarımız faşist bir saldırıyla karşı karşıyadır. O ülkelerin bunlara karşı tedbirler alması gerekiyor.
SOLINGEN’DEKİ KUNDAKLAMA OLAYI
Bu yapılar artık Avrupa demokrasilerini zayıflatmak isteyen devletlerin kontrolüne geçmiştir. Avrupa Birliği’nin zayıflamasını arzu eden devletlerin istihbaratları örgütlemiştir.
MOSKOVA’DAKİ DAEŞ SALDIRISI
Orası o kadar büyük bir salon ki; nereden gireceğimizi bulamayız. Birinin bize göstermesi lazım. Düşünün, Orta Doğu’dan bir takım iş aramak için gelmiş insanları örgütleyeceksiniz, bunları birden bire son derece profesyonel gözüküyorlar, bunları bir profesyonel saldırgan durumuna getireceksiniz ve bu eylemi gerçekleştireceksiniz. Bu herhangi bir devletin istihbarat desteği olmadan olmaz. Şu doğrudur; bu DAEŞ’in tek başına yapabileceği bir organizasyon değil. Bu tür eylemlerin bir sponsoru vardır.
IMF İLE ANLAŞMA İDDİASI
Gerçekle alakası yok. Tamamen siyasi uydurma. Ekonomide çok güçlü bir program yürütülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ekonomi yönetimine tam destek vermektedir. Ekonomik programın işlemesiyle birlikte kademe kademe enflasyonun düşüşü hayata geçmektedir. Kazanımlar yürüdükçe esnafa, çiftçiye, emekliye olumlu yansımaları olacak. Vatandaşlarımızın taleplerini farkındayız."
ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI İÇİN 2 YOL VAR
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde 2'inci döneminde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2028'de aday olabilmesi için 2 seçenek var.
Onlardan ilki, Meclis'in Cumhurbaşkanı'nın görev süresi dolmadan önce seçimlerin yenilenmesi kararı alması. Anayasa'nın 116. maddesi, "İkinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir" diyor.
Bu durumun gerçekleşebilmesi için 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. Cumhur İttifakı'nın Meclis'teki sandalye sayısı ise 313. AK Parti ve MHP'nin seçimlerinin yenilenmesi kararını alabilmesi için yeterli sayıda oyu yok.
İkinci seçenek ise, anayasa değişikliği...
Ankara kulislerinde, yerel seçimlerin ardından yeni anayasa çalışmalarına hız verileceği belirtilirken o çalışmanın içinde 2 dönem şartının olup olmayacağı ise henüz net değil.