Bize sunulmuş yaşamın ne kadar farkındayız, mekânların mimari çizgileri bizi ne kadar ilgilendiriyor? Yaşadığımız mekânlar ile mutluluğumuz ve ruh dünyamız arasında derin bir bağ vardır. Her şeyden önce bu mekânların bizi mutlu ettiği bir mimari anlayışa ihtiyacımız vardır. Aslında mekânlar insanları, insanlarda mekânları şekillendirir. Burada bu yaptırımları, en iyi yönleri ortaya çıkaran insanlardır. Aslında kent’e açılan birer pencereydi bu yapılar. İçimizdeki yazma heyecanın da ilk mekânlarıydı bu yerler. Bu duygu içinde kentin güzelliklerini ve sancısını da daha fazla hissederiz.
Kent’te deprem sonrası yeni bir dünya kuruluyor, yıkılan yerler yeni projelerle, toz duman içinde şehir merkezinde ve bazı bölgelerde hummalı bir çalışma var. Her ne kadar Çevre şehircilik hak sahipliği konusunda vatandaşı tam bilgilendirmese de binalar tamamlanıyor.
Evleri yıkılan ve hak sahipliği kazanan vatandaşlar teslim konusunda ve borçlandırma net bir cevap bekliyor!
Hak sahipliği konusunda hissedarlar; titiz şekilde irdeleniyor mu?
Kent’in hafızasına dönecek olursak:
Tarihi ve kültürel yapılar bizleri daha çok ilgilendirmeye başlar. Aynı gökyüzünü seyrederken, Ulu Camiden yayılan ezan sesini, Saraçhanede çınar altında yudumlanan kahvenin kokusunu, birlikte hissediyorsak demek isterdim ama, Saraçhane ve Ulu Cami de yıkıldı.
"Hava kurşun gibi içim sıkıldı
Bu güzel mabetler nasıl yıkıldı
Taşlarından gelen sesin adıydı
Tarihimden gelen bu uğultu!"
Geçmiş yıllarda şehrimizdeki camilerimizin çoğunluğunu ayrıntılarıyla görsele taşımıştım. Şu anda bu mabetlerin tadilatı veya yeniden yapımı Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılmakta.
Tarihimizin yapılanması şehrim adına beni sevindirdi! Ancak bu yapılanma inşallah aslına uygun yapılır. Ayrıntılarıyla çektiğim görsellere ve bilgime dayanarak, duyarlı bir vatandaş hissiyatıyla, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile bir iletişime geçtim(bilgi ve görsellerimi) paylaşmak adına,cevap bekliyorum! Genel Müdür Sinan Bey şehrimizle yakından ilgileniyor!
Çünkü geçmişimizin yaşadığı evler, Ulu Mabetler ve konaklarda yaşanmış hayatları gözlemliyorsunuz. Bu yüzden doğduğunuz ve yaşadığınız şehri daha çok seviyorsunuz.
Her insanın önemli hatıraları olduğu kadar, şehirlerinde hatırası ve hafızası vardır. Hele o şehirde doğup, o şehirde halen yaşayıp, kentin ruhunu hissediyorsanız, o şehirle ilgili hayallerinizde büyük olmalı! Sokaklarından, caddelerinden geçerken, geçmişten bu güne uzanan bu şehrin dokusu, bütün bedenimizi sarıvermeli. .Bir şehir kendine has güzelliklerini insanına sunarken, bunun da bir bedeli olmalı. Bu bedelin karşılığı o şehre sahiplenme şeklinin içinde yatar ve şehir kendi hafızasında bunları saklar. Şehir hafızasının güncellenmesi çoğunlukla o kentin tarihçileri ve yazarları tarafından yapılır. Bu kent kendine özgü şair ve yazarlarını bu ruhun içinden çıkarmıştır.
Bir Kahramanmaraş sevdası ile hoşça kalın!