Amber Cavanagh ailesiyle birlikte film izlerken aniden şiddetli bir migren ağrısına yakalandı ve erken yatağa girmek zorunda kaldı. Ancak birkaç saat sonra uyandığında vücudunun sağ tarafının tamamen felçli olduğunu ve bir gözünde görme kaybı olduğunu hissetti. Panik içinde duvara vurarak 41 yaşındaki kocası Michael'ı uyardı ve Michael hemen bir ambulans çağırıp onu hastaneye kaldırdı.
Oraya vardıklarında doktorlar 43 yaşındaki kadına çift felç ve ciddi beyin kanaması nedeniyle hayatta kalma şansının %50 olduğunu söyledi. Hastanede tedavi gördüğü sırada kısa bir süreliğine hayatını kaybederek öteki tarafa geçtiğini söyleyen Cavanagh, "Ölüm, şimdiye kadar yaşadığım en inanılmaz şeydi. Tüm bu deneyim aslında yaşadığım hastalığım için minnettar olmamı sağladı. Resmen geçmeden önce cennetin 'buluşma noktası' olarak tanımlayabileceğim bir yere girdim. Korku yoktu, sadece sevgi vardı. Kendimin en iyi versiyonu gibi görünüyordum ve etrafımda artık aramızda olmayan sevdiğim herkes vardı" ifadelerini kullandı.
"BİR SEÇİM YAPMAM GEREKİYORDU"
Eve dönüp dönmeyeceği konusunda bir seçim yapması gerektiğini dile getiren Cavanagh, "Ama bir seçim yapmam gerekiyordu. Çocuklarımla tekrar birlikte olmak mı istiyordum, yoksa daha önce hiç olmadığım kadar huzur hissettiğim bu yerde kalmak mı. Gerçekten kolay değildi, sanki ait olduğum yere gelmişim gibiydi, ayrılmak istemiyordum." dedi.
Hayata döndükten sonra her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldığını dile getiren Cavanagh, "Her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldım; nasıl yürüyeceğimi, konuşacağımı ve yiyeceğimi. Ailemi cehenneme ve geriye götürdü. Ama şimdi, ölmekten veya diğer tarafa geçmekten korkmuyorum. Bir daha o yere geri dönemeyeceğimden korkuyorum." diye konuştu.
"HERKESİN VEDA ETTİĞİNİ ANLADIĞINI DUYDUM"
Doktorların düşük bir hayatta kalma şansı verdiğini ve tüm ailesinin onunla vedalaştığı anları duyabildiğini ifade eden Cavanagh, "Hemşirelerin çocuklarıma 'Annenize istediğiniz her şeyi şimdi söyleyin, çünkü onu muhtemelen bir daha göremeyeceksiniz' dediğini duydum. Gerçekten çok korkmuştum ve konuşamıyordum, herkes bilinçsiz bir halde mırıldandığımı düşünüyordu. Oysa gerçekte, neler olup bittiğini öğrenmek için onlarla konuşmaya çalışıyordum. Herkesin veda ettiğini ve ağladığını duydum, hala orada olduğumu bilmiyordum. Bu, bugüne kadar deneyimlediğim en korkunç şeylerden biriydi" ifadelerini kullandı.