Esenyurt’ta 28 Temmuz 2023’te Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Müştekiler Solmaz Erzen, Cantürk Erzen ve başka suçtan tutuklu bulunan Mehmet Erzen ile taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
"Oraya cinayet işlemek için geldiler"
Duruşmada saldırıda hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen’in müşteki ağabeyi Mehmet Erzen beyanda bulundu. Erzen beyanında, "Bu olay bir günde gerçekleşen bir şey değil geçmişi de var. Karşı taraf benim dükkanımı taradı, sonra ben onların dükkanını taradım. Bizi öldürmek için bunları yaptılar. Sağda solda tekeli basacağız diye konuşuyorlardı. Dükkanımı hep tarıyorlardı, ben de gelenleri vuruyordum ama kardeşim benim gibi değildi bu işlerle alakası yoktu. Oraya cinayet işlemek için geldiler. Benim öz kardeşim öldü, onun için her şeyi yaparım ama cezaevindeyim. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" diye konuştu.
Beyanda bulunan diğer müştekiler de şikayetçi olduklarını belirterek, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
"Kafasına ateş etmedim, ayaklarına ateş ettim"
Tutuklu sanık Tarık Özer savunmasında, "Yaptığım eylem tamamen içgüdüseldi. Oğlumu, kardeşimi, kendimi müdafaa etmenin peşine düştüm. Öldürme kastım yoktu, sadece direncini kırıp elinden silahını almak istedim. Batuhan Bayındır’ı ben öldürmedim, kim öldürdüyse ortaya çıksın. Öldürmediğim bir insan için bana ceza vermeyin. Bir babayı, ağabeyi düşünün. Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız? Hangi baba oğlunun, kardeşinin öldürülmesine müsaade eder. Ben olay nedeniyle maktulün ailesinden özür diliyorum. Kendi canımızı kurtarmak için böyle bir müdahalede bulundum. Kafasına ateş etmedim, öldürmek istesem bunu yapardım. Ayaklarına ateş ettim. Ben birini öldürecek bir insan değilim. Boşuna herkesin hayatı mahvoldu gitti. Ortaya silah çıkınca ben şuurumu kaybettim. Kardeşimi, kendimi, oğlumu korudum" dedi.
"Çok üzgün ve pişmanım"
Tutuklu sanık Azat Özer ise savunmasında, "Olayın gerçekleştiği gün ben babam ve amcam tarafından çağırıldım. Cantürk ve Yunus Emre Erzen’i tanımıyorum bile. Biz olay yerine gittiğimizde arbede çıktı bir anda. Ben zaten ne olduğunu hatırlamıyorum. Ben hiçbir şekilde ateş etmedim. Olaydan dolayı çok üzgün ve pişmanım. Olayların bu hale geleceğini tahmin edemezdik. Müdahale etmeseydik amcam öldürülecekti. Tahliyemi ve beratımı istiyorum" şeklinde savunma yaptı.
"Orada elini bile öpseydim bu sonuç değişmeyecekti"
Cantürk Erzen ile aralarında bir sorun olmadığını belirten tutuklu sanık Murat Özer de, "Benim Cantürk Erzen ile aramda hiçbir sorun yok. Ben bir suç işlemedim. Eninde sonunda adalet yerini bulacak, ben çıkacağım. Emre Erzen o gün silahını hazırlamış. Emre’nin orada elini bile öpseydim bu sonuç değişmeyecekti. Ben silahımı kullanmıyorum iyi niyetimden, silahını almasın diye şişe vuruyorum. Emre sakin kafada değildi o an. Ayağımdan vuruldum ben de. Benim kendi çiftliğim var, burada tavuklarımız var. Tavuğu kesecek biri yoksa ben tavuk bile kesip yiyemem. Biz 21 aydır cezaevindeyiz. Benim burada olaya katkım kendi canımı kurtarmak için. Adalete benim sonsuz güvencim var" ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Servet Özer ise savunmasında, "Benim Cantürk ile farklı bir hukukum vardır. Ben oğluyla bir sorun yaşadım. Ona karşı benim ve kardeşimin bir saygısızlığı olmadı. Kurşunlar bana gelseydi araya giren adam öldü diyeceklerdi. Ben hiçbir şey yapmadığım halde tutuklu yargılanıyorum. Benim hakkımda bir delilleri varsa söylesinler" dedi.