Uzun zamandan bu yana gündemi takip edip olan bitine şöyle bir geriden bakmaya karar vermiştim. Birde ne göreyim, Türkoğlu Belediye Başkanı Karaca; basına demeç vererek; “Ağustos ayında Türkoğlu Rüzgarı” demiş. Aldı beni bir gülme...

Bende araştırdım bu rüzgar, karayel mi? Yoksa poyraz mı? Diye karşıma kocaman bir balon havası çıktı! Sayın başkanımız bu zamana kadar Türkoğlu için ne yapmış diye baktım yine bir şey göremedim. Tamam da öyleyse bizim basın, mürid olmuş şıhlarını (Karaca) uçuruyor diye aklıma geldi! Bizim basının huyu kurusun, kaz gelecek yerden tavuk esirgemez. 😊

***

Neyse bende bu yazım ile şöyle pasımı atayım. Personeli eski dönemin personeli diye bir gecede işten çıkaran, sonra gelen tepkiler üzerine, rahmetli Levent Kırca’nın skeci gibi ‘Yahu siz yanlış anladınız bu zam değil zamcık’ demesi gibi geri vites yapan, Riyaset (başkanlık katında) 8 personel ile bir randevu bile ayarlama yapamayan, bindiği makam arabasını değiştirmekten başka bir şey düşünmeyen başkanımız, rüzgar olmuş esmiş adeta. Ben demiyorum haberi yapanlar diyor! 

*** 

Ben ne diyorum; atma ‘ZİYA’ 

Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine verdiği stantta, Türkoğlu’nun: ‘bereketli topraklarında yetişen ürünlerini vatandaşlara tanıtarak hem de ikram ederek unutulmaz bir fuar deneyimi yaşatıyor’ bu ifadeye bakınca Osman Okumuş sonrası Türkoğlu’nun metropol ilçe olmak için hiç bir iddiasının kalmadığını gördüm. Karaca başkan resmen hazinen üstünde oturuyor ama farkında değil. Nasıl olsun bozuk Audi’sini yaptırmanın derdinde… hizmet kimin umrunda, sorsan şimdi parke taşı yapıyorlar, çöp topluyorlar, belediye hizmetini sonuna kadar yapıyorlar. Ama mesela, kendine hayırlı olsuna gelenlerin tebriklerini almak yerine hizmet üretilse, ortaya bir irade konup hizmet yapılsa, gelen çocuğa boyama kitabı vermek yerine, o çocuğun hizmet alabileceği şeyler üretilse…

*** 

Osman Okumuş zamanı belediyeye gelen bir vatandaş hizmet almadan veya Osman Başkanın şefkatini almadan geri gitmezdi. Şimdi gelenler fuarın rüzgarını alıyor sanırım… 

Şimdi belediye, Karaca başkana seçim kazandıran muhtarlara, muhtarlık ofisi gibi odalar kurulmuş, adeta 'lale devri' gibi. Vatandaşa değecek hizmeti üretmek zamanı değil mi? Mesela sizin gibi Dulkadiroğlu Belediyesi de YRP’li. Ama o hizmet üretebiliyor. Şimdi siz o Dulkadiroğlu, büyük hizmet üretebilir diyeceksiniz! Sizde üretin! Elinizden alan mı var? Veya sizi çalıştırmayan birileri mi var? Bozuk Audi derdi kadar hizmet üretme derdine girmiş olsaydınız başkanım bayağı iyi olurdu!

***

Zırt pırt değişen kadrolarınız, basın müdürüyüm diye bizi arayan şahıslardan biz sıkıldık mesela. Evet 10 yıldır sizin hayaliniz başkan olmaktı. Osman Başkanla ters bile düştünüz bunun için. Öyle veya böyle de başkan oldunuz. Hadi buyurun artık hizmet yapın. Uğruna herkes ile küstüğünüz başkanlık sizin. Siz bizim basına bakmayın, rüzgar derler, kasırga derler, fırtına derler, sizde bu ışıltılı hayata kanarsanız 5 yıl çabuk geçer. Bak 6/7 ay geçti bile. Hani hizmet. Hani kadro. Tamam biz iyimser olalım olmaya da, siz seçim zamanı PROJELER ile gelmediniz mi? 

***

Osman Okumuş kadrolarını, kilit parke döşeme ekipleri de yaptınız. Eski kadroların hiç biri aktif görevde de değil. Türkoğlu AK Parti heyetine, seçim zamanı size oy vereceğiz diyenlerin tamamı size de oy verdi. Daha neyi bekliyorsunuz? Zormuş değil mi başkanım? İrade koymak hizmet üretmek zor. Ziraat Odası Başkanı iken çiftçiler ile uğraşmak kolaydı. Sorumluluk en asgari seviyede idi. Şimdi 80 bin nüfus sizden hizmet bekliyor. Benim bildiğim kadarı ile fuarda çocuklara boyama kitabı vermek hizmet değil, çöp toplamak, kilit parke döşemek hizmet değil (belediyenin asli görevi) velhasıl başkanım rüzgar yapmayın hizmet yapın!

Editör: Haber Merkezi