Açıklamada, “Narin’imizi vahşi bir cinayet sonucu kaybettik. Onu tanımayan ama yüreğinde hisseden tüm vatandaşlarımızın başı sağ olsun” denildi. Çocuklara yönelik istismarların artmasına dikkat çekilirken, bu konuda sessiz kalanlara eleştiriler yöneltildi. “Son 2,5 yılda 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybetti” ifadeleriyle duruma dikkat çekildi.

Narin Güran’ın bulunması için yapılan mücadele vurgulanırken, çocuk istismarına karşı mücadele eden herkesin yanında olunacağı ifade edildi. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı kanunun yeniden yürürlüğe sokulacağına dair söz verildi.

Açıklamanın sonunda, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya’nın önderliğinde, dava dosyalarının titizlikle takip edileceği belirtildi. “Bu karanlık zihniyetteki faillerin bulunması ve adaletin sağlanması için sonuna kadar mücadele edeceğiz” denildi.

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları “NARİN” Açıklama Metni:

Bizler, CHP Kadın Kolları Kahramanmaraş örgütü olarak, tüm örgütümüzle, üyelerimizle, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle, duyarlı tüm Kahramanmaraşlı vatandaşlarımızla, bugün burada 22 yılın gün gün bizi sürüklediği, yüreğimize, vicdanımıza ağır gelen, kabul edemediğimiz bir vahşet için toplandık. Narin’imizi vahşi bir cinayet sonucu kaybettik. Narin için günlerce ağlayan, mezarına notlar bırakan, onu tanımasa da yüreğinde hisseden ve yaşatan, günlerdir her cümlesinin ya başı ya sonu NARİN olan 7’den 70’e tüm kız çocuklarının ve kadınların başı sağ olsun.

Bu vahşetin gelişinin nasıl olduğunu biliyoruz maalesef. “Bir kereden bir şey olmaz”, “küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu” diyen bu anlayışın bugün geldiği noktanın mimarlarına sesleniyorum: Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin’i, Leyla’yı, Hazal’ı, Zeynep’i kara toprağa mahkum etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana kaybolan çocuklara ilişkin verilerin olmayışından, bu verileri gizlemekten utanmıyor musunuz? Biz sizin yerinize de UTANIYORUZ! Ve, sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine uykusuz geceler geçirip “çocuklarımızı nasıl koruyacağız?” diye düşünüyoruz.

Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi? Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31 bin 216'dır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü üzere Türkiye’de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.

NARİN’İMİZ, HEPİMİZİN TÜM KAMUOYUNUN BASKISI İLE 19 GÜN SONUNDA BULUNDU

Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin’e ne olduğunu, nasıl öldürüldüğünü açıklamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz: NEDEN SUSTUNUZ? 19 gün o bedeni ruhunuz nasıl taşıdı? “Sizin vicdanınıza ağır gelmeyen ama yıllardır öldürülen yüzlerce çocuğun failini, içini boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz?

Yıllardır anlamadınız; Canın ve Vicdanın siyaseti olmaz! Çocukların canı üzerinden siyaset hiç olmaz! Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin diye. Sizlere ağır gelen o koltuklardan siz kalkıncaya kadar, kayıp çocuklarımızın tek tek hesabını soruncaya kadar buradayız!

Narin tek örnek değil ama son olsun diye mücadelemiz. Küçücük çocuklarımıza yaşatılan ve faillerinin cezasız kaldığı kabuslar bitmiyor. Çünkü, yarattığınız cehennemde o küçücük bedenler yanıyor. Narin kızımızın hayattan vahşice koparılışının sebebine ve suçlularına henüz ulaşılamamışken Tekirdağ’dan gelen haberle sarsıldık. Sıla bebeğin öz annesinden şiddet görmesi, üvey babası ve komşu çocuklarının istismarı sonucunda hastanede entübe halde olması hepimizi kahretti. 2 yaşında sadece 2!

Türkiye’de çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi politiktir. Aileyi ve cinsiyetçi tahakkümü kutsayarak kadınların ve çocukların kurban edildiği bu sistem, bu şiddetin, bu cinayetlerin asıl nedenidir. İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan, bu ülkenin kadınlarına ve kız çocuklarına “yaşam” yerine “ölüm”ü reva gören zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar sürecektir.

Buradan sesleniyoruz: İktidara geldiğimizde ilk işimiz, İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe sokmak ve 6284’ü gerektiği gibi uygulamak olacaktır. Çocuklarımızı hayattan koparan, katleden bu karanlık ve vahşi zihniyetteki faillerin bulunması, olayların ardındaki tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve faillerin en ağır cezaları alması için titizlikle ve sağduyu ile dava dosyalarını Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Asu Kaya önderliğinde takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Editör: Haber Merkezi