Burası Türkiye… Güneşin gülen gözlerle baktığı, yağmurun büyük bir gururla yağdığı, rüzgârın huzurla savrulduğu toprak.Uğruna canların verildiği, duyguların doruğa çıktığı, bin bir çeşit insanın vatan kardeşliği ilan ettiği toprak. Komşusunun külüne muhtaç olunan, birlikten kuvvet doğan, güneşi balçıkla sıvanmayan, işleyen demirin pas tutmadığı, ayağın yorgana göre uzatıldığı, havlayan köpeğin ısırmadığı toprak. Aynı kaderlerin paylaşıldığı, yaşananların usanılmadan anlatıldığı, yolu düşenin uğradığı, uğrayanın ayrılamadığı, ayrılanın bir parçasının burada kaldığı toprak. Nasrettin Hoca’nın eşeğe ters bindiği, Temel ile Dursun’un bitmez tükenmez maceralarının geçtiği, Ferhat’ın Şirin için dağları deldiği, seymenlerin,efelerin,dadaşların durmaksızın düşmana karşı savaştığı yeri geldiğinde canını verdiği toprak.
Halka olan sevginin kaldırımların yenilenerek gösterildiği, eğitim sisteminin yerleşemediği, taşabilecek derelerin kıyılarına evlerin inşa edildiği, canların Batıdaki hayat tarzını çektiği toprak. Yoldan yürürken karşıdan gelenin süzüldüğü, açılım üzerine açılımın sürüldüğü, sinirli olmanın nedeninin sol taraftan kalkmak olarak görüldüğü toprak. Kanın yerde kalmadığı, sisteme karşı çıkanların sokaklara döküldüğü, etkiye tepkinin yumruk olarak algılandığı toprak.
Pikniğe gidilince mangalın yapıldığı, mangal yapılınca kokmuştur diye yanındaki aileye ikram edildiği, ikramı kabul eden ailenin gelen tabak boş götürülmez diye tabağa bir şeyler kattığı toprak. Çocukların birbirini kan kardeşi seçtiği, sokaklarda gürültünün dinmediği, otobüste yan yana oturanların rahatlıkla muhabbete girebildiği, kuaföre gidenin hiç çekinmeden derdini açabildiği toprak. Dumansız hava sahasının desteklendiği, kızların okula gönderilmesi için el ele verildiği, vatan için tek yürek olunabildiği, her şeye rağmen vatanın bölünmesine karşı çıkılabildiği toprak.
En önemlisi de bu toprak, üzerinde yaşayanların evladı. Atsan atılmayan, satsan satılmayan, gözün gibi bakılası. Ondan ayrılanların, hasretiyle yandıkları, geri dönmek için uğraştıkları can parçası. İyisiyle kötüsüyle, olanıyla olmayanıyla, geleniyle gideniyle, kalanıyla göçeniyle, gözlerin üzerinde olduğu, konumuyla önemini koruduğu, “Önder”in izinin tutulduğu yol arkadaşı. Vatan su gibidir, yaşamak için ihtiyaç duyulan; vatan en kutsal hazinedir, Fatihlerden, Kemallerden yadigâr kalan.