Kanal Maraş köşe yazarı Mustafa Önyurt “Yaşam ve karakter portreleri” diye yazdı...

Sanatçı Ferdi F erdi Tayfur’un 02 Ocak 2025 tarihinde vefatının ardından, tüm ülke bu güzel insanın, sanatçının hüznü nü yaşadı ve her kesimden yurdum insanın hatıraları depreşti!

Ben bugün; sanatçı ve toplum kavramının üzeninde duracağım, bir ülkede sanatçı kolay yetişmiyor Çukurova’nın pamuk tarlalarından çıkıp, imkânsızlıklar yüzünden okul yüzü göremeden, babasız büyüyerek, bu ülkede, toplumun yüreğine kazınmış bir sanatçı olmak öyle kolay değil!

Bu haklı şöhrete tırnaklarıyla kazıyıp gelen Ferdi Tayfur; insanların yüreğinde, eserleriyle gök kubbede hoş bir seda ve kocaman bir sevgi bıraktı.

Bu toprakların sesi olan sanatçılarımıza vefalı olmak, bizim en büyük borcumuz olsa gerek!

Çünkü sanatçının sesi; bir yanık türkünün eşliğinde çeşme olur, sevda olur yüreğimize akarcasına!

Sanatçıyı sevilir hale getiren en büyük özelliği;”insana dokunuşu ve derdiyle dertlenmesidir”

Bu yüzden siyasetçilerin, sanatçılardan alması gereken çok ilhamlar vardır!

Vatandaş artık; yüreğinin sesini duyana inanıyor, hamasi sözlere artık toplum pek inanmıyor, yani yaşarken hissettiğine bakıyor.

Bunun içindir sanatçılar; genciyle yaşlısıyla herkesin gönlünde taht kurmuştur. O zaman gönüllere hitap edebilmek önem arz ediyor. Bir ülke ekonomisini geliştirirken sanatçısına, kültürüne çok önem vermeli!

Bizler bu yaşımıza kadar ülkemizde çok evreleri gördük, siyasetçiler gördük, ama ruha hitap eden izler unutulmuyor! İşte bunun için bu toplumun ruhunu iyi hissetmek lazım!

Peki sanatçının öneminin ardından, bizler onlara karşı vefalı mıyız? Örneğin Adana da yapılmış bir müze bu vefa adına hoş bir kesit!

Şehrimiz Kahramanmaraş ta sanatçılara bu vefa duygusu mevcut mudur, yerel yönetimler, Sivil Toplum Örgütleri bu konuda duyarlımı? Bu konuda şu eleştiriyi yapmadan geçmeyeceğim;”kendi değerlerine sahip çıkmayan bir şehir”!

İçinizi fazla karartmadan Ferdi Tayfur’un 70 li yıllarda hafızalarımızdan silinmeyen parçalarından,”Çeşme ve Huzurum Kalmadı “  adlı türküleri bu ülkede de herkesimin kalbine mührünü vurmuştur ve hatırası yaşar. Unutulmamak bu olsa gerek!

Bu konunun ardından bir anımı da aktarmadan geçmek istemiyorum; yıl 1978,yer İstanbul Fatih, liseyi bitirdiğim yıllarda baba mesleği bir lokanta açmıştım. Lokantanın yeri resmi daireler ve taksi durakları arasında bir cadde deydi, müşterilerimin çoğunluğu taksi şoförleri ve memur kesimdi.

Memur müşterilerimin geliş saatleri belliydi, taksi şoförleri onlardan sonra gelirdi. Memur müşterilerime teypten Müzeyyen Senar dinletirdim, şoför müşterilerime Ferdi Tayfur dinletirdim. Sizin anlayacağınız hem mideye, hem de ruha hitap ederdik.

Ustam bir gün sordu ”ben bu işi anlamadım, birine Ferdi Tayfur dinletiyorsun, birine Müzeyyen Senar “diye sorunca, ona şöyle demiştim;”insan hep aynı ama, önemli olan gönüllere hitap edebilmek” diye cevap vermiştim.

Evet, sevgili dostlar; keşke hepimiz bir Ferdi Tayfur gibi gönüllere hitap edebilsek!

“Allah Rahmet eylesin! Mekânın Cennet Olsun!   Ülkenin güzel insanı, sanatçı Ferdi Tayfur!

061E4217 3