https://www.kanalmaras.com/reis-in-talimatiyla-vekillerle-ne-gorusuldu-1-makale,1291.html
Mesela…
Hayrettin Güngör…
Aday olduğu günden başlayarak yazılarımızla hep destek olduğumuz bir isim…
Seçimden önce 3 ay…
Seçimden sonra 7 ay…
Seçildikten sonra sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla akşamları düğün salonlarında boy gösteren… Görüşme talep ettiğimizde özel kalem tarafından; ''programı çok yoğun, bu hafta hiç görüşemez, öbür haftaya çıkalım bakarız diye bir nevi, basını öcü gibi görme, baştan savma'' bir yapı Büyükşehir Belediyemiz de oluşmuş durumda…
Bu davranış hayra alamet değil…
Demek ki Başkan, hala kendisini Belediye Başkanı konumunda değilde, bir memur zihniyeti misali üst-alt ilişkisi gibi görmekte…
Demek ki öyle talimat veriyor…
Oysaki…
''Basın bu şehrin, dama taşıdır…''
''Sade bir vatandaş değildir…''
Mutlaka önemli gördüğü bir şeyi ''paylaşacak veya konuşacak veya haber'' yapacaktır…
*
Mesela…
7 ay geçmiş ortada bir şey yoksa; ‘’muhtarları, sivil toplum örgütlerini kızdırmış… Küstürmüş… En çok muhtaç olunduğu bir dönemde medyaya bile kılıç çekilmişse’’ ne söylesek, ne yazsak, kar etmeyeceği ortaya çıkmıştır…
Çünkü kendisinin doğruları, kendisine göre doğrudur…
Biz her ne kadar yanlış desek de…
*
Mesela…
Geçen hafta çarşıdaki bir kadınla ayaküstü girdiği ''sizi biz Müslüman yaptık'' diyalogu…
Belki kendisine göre doğrudur…
Biz yanlış dediğimizde düşman niye oluyoruz?
Geldiği günden bu yana yerel medyayı küçümseyen bir tavır içerisinde olan Başkan, bir bayanla girdiği diyalogdan dolayı Türkiye de ''hit'' olduysa…
Bu kusur yerel medyanın değildir…
Yerel medyaya önem vermeyen, değer vermeyen, basın müdürlüğü ve kendisinindir…
Çünkü…
Ulusal Medya, yerelden beslenir…
*
Mesela…
Kozaklı da yapılacak olan Muhtarlar toplantısı, nasıl sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu ve bizler destek yazılarımızla doğru olduğunu savunduysak…
Bir Büyükşehir Başkanının çarşıda bir Trabzonlu kadına, sadece dost ortamında konuşabilecek sözcükleri-kelimeleri kullanması da bir o kadar yanlış davranış biçimi olarak haber yapılır…
Biz doğruya doğru, eğriye eğri demediğimiz müddetçe…
Yazılarımızın ve haberlerimizin ne kıymeti kalır ki…
*
Mesela…
Belli bir göreve gelmiş kişilerin etrafını şakşakçılar kaplamışsa…
Eleştirsek de, alkışlasak da, onların gözünde yaftayı yemiş oluyoruz…
Şimdi desem ki:
Belediyeler Birliğinde on kişiye sorulduğunda Başkan Güngör için ne diyorlar?
Ona bakmak lazım…
Onu sorgulamak lazım…
Bence bir insan görev aldığı yer neresi olursa olsun iz bırakmalı…
Gönüllere girmeli…
Kendini sevdirmeli…
Zaten AK Parti’nin sloganı; ‘’gönül belediyeciliği değil mi?’’
Haaa birde milletin gönlünü kıran, kibirli adamlardan hayır gelmez.
"Kimseye eyvallahım yok, arkamda bakan var!”
‘’Kimseye eyvallahım yok, beni Reis gönderdi.’’
Kibriyle davranıyorsa, bu sistem sadece hüsran getirir.
Sorun bu sistemde.
Bana göre; sistem tepeden tabana kadar değişmeli.
*
‘’Görünen köy kılavuz istemez’’ demiş ya atalar…
Bende diyorum ki:
''AK Parti her geçen gün kan kaybediyor…''
Hele hele kurulduğu günden bu yana hep destek olmuş bir şehirde bile kan kaybediyorsa; Ki ediyor, oturup siyasete yön verenler bunu iyi ölçmeli ve tartmalı…
Hele hele yerel medyayı kapitalist bir sisteme sürüklemek ve dejenere etmek, kendi kendilerini yok etmek olduğunu bilmeli…
*
Bu şehir insanları ‘’sen sensen, bende benim’’ diyebilecek insanlarla dolu…
Şahsen ben öyleyim…
Bugüne kadar kimseye boyun eğmedim…
Kimseyi de küçük görmedim…
Kurumuma ve şahsıma karşı kim nasıl davranırsa, karşılığını aynen alır…
Bu bir tehdit değil…
Hayatın olmazsa olmaz, argümanıdır…
Herkes konumunu, görevini, yüklendiği sorumluluğu bilmeli, kendisine saygı duyulmasını istiyorsa öncelikle karşıdaki insanlara saygı duyulmasını öğrenmeli…
*
Mesela…
Başkan Güngör; ''değişmem ben, yerel medyayla işim yok, Aksu TV bana yeter diyorsa?''
''Yerel basını bir öcü, bir düşman gibi görüyorsa?''
Bir dost tavsiyesi…
''Kan kaybettiği bir süreçte, iki elini yanağına götürüp on defa düşünmeli…''
''Ben nerde yanlış yapıyorum demeli…''
''Öz eleştiri yapmalı…''
''Kimse kendisinin, düşmanı değil…''
''Kimse kendisinin, emir eri hiç değil…''
*
Diyeceğim odur ki:
İster Milletvekili olsun…
İster Büyükşehir Başkanı…
Halka tepeden bakmamalı… Yerel basını yok saymamalı… Bir çiçekle bahar gelmeyeceğini anlamalı… İnsanları ötekileştirmemeli… Kimseyi küçük görmemeli… Beş senenin çok çabuk geçeceğini iyi bilmeli…
Allah'tan Reisin dış politikada kazandığı başarılar var da, parti kan kaybettiğinde o başarı taze kan olup AK Parti'yi kurtarıyor.
Yoksa edilen ''bir lafın'' ne işler açtığını, tüm Türkiye geçen hafta gördü…
Artçıları hala devam etmekte...
Kahramanmaraş'a gelen Bakan Yardımcısının Trabzonlu olduğunu...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun keza bir önceki dönem Trabzon Milletvekili olduğunu...
Ve en önemlisi Reis'in kökeninin Karadeniz'li olduğunu belirtirsek...
Vekillerle neler görüşüldüğünü az çok tahmin etmiş oluyoruz...
''Velhasıl Kaybeden hep Kahramanmaraş oluyor...''
Ona yanıyorum...